Bir cuma akşamıydı. Güneş, şehrin binalarının ardından yavaşça çekilirken, camiden yükselen ezan sesi sokaklara huzurla karışıyordu. Elif, mutfağın penceresinden dışarı bakarken içini bir huzursuzluk kapladı. O sırada kapı çaldı. Gelen, eşi Murat’tı. Yorgun ama düşünceli bir yüz ifadesiyle içeri girdi. Bu akşam konuşacakları şey, ikisinin de hayatında derin izler bırakacaktı…
Haram Olan Şeyler Nelerdir? Bir Vicdanın Hikâyesi
Elif ve Murat, on yıllık evli bir çiftti. Murat pratik, stratejik bir adamdı; her soruna bir çözüm bulur, duygulara çok fazla yer vermezdi. Elif ise insan ilişkilerine değer veren, sezgileri kuvvetli, kalbiyle düşünen bir kadındı. Birbirlerini dengeleyen bu iki insan, o akşam ilk kez bir “haram” meselesi yüzünden çatışacaklardı.
Murat, yeni bir iş fırsatı bulduğunu söyledi. “İyi para var, kısa yoldan rahatlarız” dedi heyecanla. Elif’in içi sıkıştı. “Ama Murat, o işin helal olmadığını sen de biliyorsun,” dedi sessizce.
Murat başını eğdi, “Herkes böyle yapıyor Elif. Biraz esnek olmalıyız. Kimseye zararımız yok sonuçta,” dedi.
Elif’in gözleri doldu. “Zarar sadece başkasına olmaz Murat,” dedi, sesi titreyerek. “Bazen en büyük zararı kendi vicdanımıza veririz.”
Haram Kavramının Derin Anlamı
İslam’da “haram” kelimesi, Allah’ın kesin olarak yasakladığı davranış, mal veya fiil anlamına gelir. Fakat haramın özü sadece yasak değildir; insanın ruhunu, kalbini ve toplumsal dengesini korumak içindir.
Haram olan şeyler; faiz, rüşvet, haksız kazanç, kul hakkı, içki, zina, gıybet gibi hem bireyin hem toplumun huzurunu zedeleyen eylemlerdir.
Ama bazen haram, sadece dışarıdan görülen bir fiil değildir; niyetin bozulduğu, kalbin saptığı yerde de başlar.
Murat o gece Elif’in bu sözlerini düşündü. “Ben kimseye kötülük yapmadım ki,” diye mırıldandı kendi kendine.
Ama içindeki ses susmuyordu: “Belki de kötülük, sadece birini incitmek değil, kendi vicdanını susturmaktır.”
Erkeğin Aklı, Kadının Kalbi
Ertesi sabah Murat, işe gitmek üzere hazırlanırken Elif sessizce kahvaltı hazırlıyordu. Aralarındaki sessizlikte bir anlam gizliydi. Elif, Murat’a dönüp “Biliyor musun,” dedi, “Allah haramı sadece bizi cezalandırmak için değil, korumak için yasakladı.”
Murat o an anladı ki, Elif duygularla değil, imanla konuşuyordu. Kadının empatisi, erkeğin stratejisini yumuşatmıştı. “Ben bu işi yapmayacağım,” dedi kararlı bir sesle.
Elif gözyaşlarını tutamadı. “Helal az da olsa huzurludur Murat. Haramın bereketi olmaz,” dedi.
O anda aralarındaki soğukluk, yerini sıcak bir teslimiyete bıraktı. Çünkü helal kazanç sadece sofraya değil, kalbe de bereket getirirdi.
Gerçek Hayattan Yansıma: Haramın Görünmeyen Bedeli
Hayat bize defalarca gösterir; haramla kazanılan her şey bir gün mutlaka kaybedilir.
Bir iş insanı kısa yoldan zengin olur ama iç huzurunu yitirir.
Bir öğrenci kopyayla sınav kazanır ama emeğin zevkini tadamaz.
Bir insan iftirayla başkasını ezer ama sonunda kendi vicdanına yenilir.
Tüm bu örneklerde ortak bir gerçek vardır: haram, sadece dış dünyada değil, insanın ruhunda bir yara açar. Bu yara bazen sessizdir, bazen de insanı gecenin bir yarısı uykusundan uyandırır.
Helalin Güzelliği, Haramın Gölgesi
Elif ve Murat aylar sonra kendi küçük işlerini kurdular. Az kazandılar belki, ama huzurluydular. Her akşam sofraya oturduklarında Murat, eşinin ellerine bakar ve “Senin o bir cümlelik sözün hayatımı değiştirdi,” derdi:
> “Bazen en büyük kazanç, haramdan vazgeçmektir.”
Bu hikâye bize şunu hatırlatıyor: Haram, sadece yasak olan şey değil; insanın iç huzurunu bozan, kalbini karartan her şeydir. Helal ise kalbi aydınlatan, duayı bereketlendiren yoldur.
Sen Ne Düşünüyorsun?
Sence haram sadece dini bir sınır mı, yoksa vicdanın sesi mi? Günlük hayatta “haramdan kaçınmak” senin için ne ifade ediyor?
Düşüncelerini yorumlarda paylaş.
Belki senin bir cümlen, tıpkı Elif’in sözü gibi bir başkasının hayatını değiştirir.